ADSIZ DİZELER (I)
*
Ah, o tren…
          Kara tren…
Yalnızlığı, yoksulluğu bana miras bırakan
Ne oldum delisi kendini bilmeyenim ben
Sana hasret
Elleri koynunda kalan…

Ve şimdi o günden beri ben
Teselliymiş gibi sanki
Alkoliğim…

*
“Alkolik oldum!” diyorum
“Namaz, niyaz varken mümkün değil!”
“Yalan söylemek de yakışmadı!”  diyorlar
            Sahi… Tam Müslüman olmayı bilmemek
            Evvelinde Allah’a isyan değil midir?

*
Ölüyorum yavaş yavaş
haberin yok
Gel, hızlandır istersen
bir çırpıda
İster mutlulukla
ister hüzünle
ama mutlaka gel!


*

Bir uzak mesafede o ışık
Ulaşamadığın o yıldız değil
Evrenin bir başka boyutunda güneştir o
Anlayamadığın
Ama seni için için yakan…

*

Bir başka renk, beni yeşilden öte yeşil eden,
Goncanın yaprağı, yonca ya da çimen,
Tüm tazelikler bitkilerde bir başka uç uca
Fark ettim şimdi yosun yeşili…

 

* Batıda roman, doğuda şiir inkişaf etmiştir. Cemil MERİÇ

 

ADSIZ DİZELER (II)

*

Ne dediysem yanlış,
Ne dediysem ters…

Diyorum ki; amuda kalksam
Doğru anlaşılır mı sana sevgim?
Yanlışlığını bilir mi bana nefretin?

*

Uyku gözlerinden akar
Uyuyamazsın ama
Unutulmayan içindir
Gözlerinin aklarındaki görüntü
Başlangıcın bitiş olduğu şekillenir
Gözlerinin renk tabakasında…

Aşk fedakârlık ister
Feda edersin kendini
O da yaşar
Aşkın da yaşar

Ama sen
Ölüsündür!    

Hem çevrende birileri var diye düşünürken
Tek başına oysa
Yalnız başına…

*

Âdem yeryüzüne gönderilip de
Havva’sına kavuşmasının öncesinde
Vardın sen bende
Ama fark etmedin
Yitirdin
Hem sonsuza kadar
İşte ezel ile ebet arasındaki fark bu demektir
Kanımca…

 

* Şairi kamçılayan acılar ve dertlerdir. Henry FIELDING

 

ADSIZ DİZELER (III)

*

Aklımdan çıkmıyorsun, neden?
Yoruldum seni düşünmekten,
Söylemek zor, anlatmaksa güç
Niye üzüyorsun beni sen?

Elli… Yok! Altmış yıl öncesi,

Özlem dolu günü, gecesi;
Ben vardım, neden sen yoktun?
Cismimin canım, her hecesi.

*

Geceye hükmetmeye çalışırken ay,
Sende sıralanır yıldızlar tek tek, say!
Yıldızlar, ay sende, gün, güneş de hatta
Bu havaya, bu denize saygı duy, say!

Denizde iyot çok, havada ozon bol,
Bu dünya hepimizin yaşa, mutlu ol,
Gönlümüzde üzüntüye yer yok asla
Yaşam senin, göster ona daima yol.

*

gi… ve da…
ikisi de “sev” demenin sonrası
biri sev-gi’nin; “sevgi” olarak
diğeri sev-da’nın; “sevda” olarak
da…

İlişkileri nedir acaba
o ince çizgi ötesindeki nefretle?

*

Şehirdeyim, yalnız
Evimdeyim, yalnız
Hiç “Var olmadım ki” zaten
Hem ben kimim ki?
Yalnızım, yalnız…

 

* Dünya güzeldir, ama bir şairin gözüyle daha da güzel olur. Johann Wolfgang Von GOETHE

 

ADSIZ DİZELER (IV)


*

Doğmamak elinde değildir canlıların
ama yaşamak haktır,
Kimsenin, diğer bir kimsenin yaşamını
kısıtlaması mümkün değildir

De…
Kimdir bu gözleriyle
Azrail’im olma çabasındaki peki?

*

Şanstır yaşamak,
eğer şansına içtenlikle inanıyorsan
ve şansını gereğince
gereğine uygun kullanabiliyorsan…

Şansın; şanssızlığı ölmek,
eğer ölmeyi biliyor, bilebiliyorsan
o zaman şanslısındır

Ama şansını kullanamamışsan
I-ıh…
Hem de hiç!

*

Sabretmek nasıl bir duygudur?
Bilmek mecburiyeti var mıdır?
Bilmiyorum;
her ne kadar dervişlikle ilgim yoksa da…
gözler körlenir,
kulaklar duymaz,
dil pepeler,
saçlar yoktur zaten,
elde ayakta dermansızlık?...

Âşıksın arkadaş!
İşte bu kadar!

* Şiir yazma, bir üretim eylemidir. Gülten AKIN 

 

ADSIZ DİZELER (V)

*

“Sabret gönül…” demiş sanatkâr
sabretmek için sabır gerek
sabır için de güç…

Çürümüş bir bedende
yıllar öncesinden eskimiş bir sabrın
ne önemi olur ki?

Kalbin, gönlün hâlâ eski sen
ve sende gözükse de
tükenmiştir ömür,
karşılardan ve kâğıt üstünde
yaşıyormuşsun gibi görünse de

Güneş sende değildir,
Ay da sende
İşte öyle…

*

Mavi bir yorgan örtünsün üstüne
Bu; denizi özlemektir üstünde…

Mavi bir yorgan istersin üstüne
Bu; bulutların seni sarmasının isteğidir

Oysa
sadece birkaç damla maviliğin serinliğidir
seni kara toprağa tapulamanın öncesinde
yaşadığını sandığın…

*

Titriyor, titreşiyordu perdeler
Siluetinden habersiz
Egemen değildi beden, siluetine
Başına buyruk
Sahibinden habersiz…

 

* Şiir, ruhumuza şuur kazandıran sözcükler dizinidir. Hasan Alp ERDOĞAN

 

 ADSIZ DİZELER (VI)

*

Mavi gök
mavi deniz
mavi tükenmez kalem ve
uçsuz, bucaksız ötelerde mavilikler…

Kudretten kaş ve kirpiklerle örtünülmeye çalışılmış,
mantı burunlarla çerçevelenmiş
Zil, şal ve gül namelerinde bile
gizlenmesi mümkün olmayan…

Güneş bile mavi gözlerinde
Ay sende mi, bilmem
gelse de on dördü gibi geceme
mezarımın toprağı olsun isterim, inan
gözlerinin renginde…

*

Akşam serinliği
bir masa, bir kadeh
gün de, güneş de yitirmiş seni sende
ay sende olmayı diler gibi
yıldızları peşine takmışçasına…

Gereksizdir nefes almak yaşamak için
adımlara gerek yoktur;
el uzatmak, yaklaşmak mümkünsüzdür sana

Kul, Rabb’ine ulaşır son nefesleriyle, ama
sevilene ulaşmak imkânsızdır
eğer karşındakinin yüreği de çarpmıyorsa
aynı ritimde
aynı bağlamda…

*
Takatim yok
Toprak üstünde,
toprak altında gibiyim
ölü…

Oysa böyle miydim?

* Şairler, doğadaki nesnelerin yerini değiştirme hakkına sahip kişilerdir.  Hayrettin GEÇKİN

 

NASIL BİR ÇİZGİ?

Bir sen, bir ben olsak (kalsak) dünyada,
Gene de kucaklamaz, bakmazsın yüzüme,
Bu; dünyanın sonu, nefretinin göstergesidir
Oysa bilmez misin ki;
Nefretle sevgiyi ayıran o çizgi çok incedir…

 

* Şiir vardır ki, hikmettir. Beyan vardır ki, büyüdür. Hazreti MUHAMMED

 

UMUTSUZLUĞA ÇAĞRI (Bir Bakıma)

Bir umut yarat hülyalarımda bana,
Ömrüm boyunca dua edeyim sana,
Sensiz tükenecekse bildiğim yaşam
Ne gerek olabilir acaba cana?

Yaşamaktan vaz geçtim, imkânsız bilmen,
Zorlama sabrını, mümkün mü eğilmen?
Sana ne yaptım ki hak ettim ölümü?
Ölüm için sebep mi olsun sevilmen?

* Şiirin yaşam ve ölümü bile birbirine karıştırarak anlatması, anlamalı ki bir hayatı uzatma girişimidir.  Aydın BOYSAN

 

SONSUZLUKTA

Sonsuzsundur
sonsuzluğunun farkında olmaksızın

Dizeler dökülür şiirlerde,
sesler dizilir dudaklarında
sözler öykülenir satırlarda

Bilmezsin kimsin,
kimdir karşındaki?

Boşlukta sallanır ellerin
kim kime, dumduma dünyada
sen…

Sen değilsindir!

* Şiirin sanat eseri olabilmesi, şairin insanlığa doğru gelişmesine ve bilinç zenginliğine bağlıdır. Hayrettin GEÇKİN

 

NEDENİ MEÇHUL!

Yırt şiirlerimi, unut sözlerimi,
İade et tapındığım gözlerimi,
Bu hayat, bu beden benim değil artık
Savur gitsin, küllerimi, közlerimi.

Gereksiz arkamdan dua etmek bile,
Yavan kalır timsah gözyaşların hele,
Ölüm gerçek, yaşamak umutsuz hayal
Sarf etmen gereken tek söz; “Güle güle!”

Doğmak mı zor, ölmek mi zor? Bilemedim,
Gitmek zor elbet, istedim gelemedim,
Aşk eğer eziyet çekmekse doğrusu
Neden(i) meçhul, gözyaşımı silemedim.

Ölmek çok zor, çekilirken bedenden can,
İşte o an verir ayrılık heyecan
Bu karşılıksızlığın göstergesidir
Yaşamak yok, yaşam kaygısı duymadan.

Bir garip insanım, yok unvanım, ünüm,
Tüm ömrüm senin, sensiz geçmedi günüm,
En mutsuz anda bile seni yaşadım
Şimdiyse gerekli benim için ölüm.

Sen gülsen ben olurum ancak dikeni,
Soluksan, verme hiç nefes tüket beni,
Ekmek, su, nimetsen yer alma dünyamda
Yok et! Mezar da kabul etmesin beni.

* Şiir, barışa hasret tüm insanlığın tan ağarırken özgürlük türküleri bestelemesidir. AFORİZMA

 

 

YAĞMURLA SON

Yağmur bereket, sanki gökyüzü delinmiş,
Ozon terk edip göğü, yeryüzüne inmiş,
İnsan dualarına başlamış imanla
Damlalarla tüm dünya acıları dinmiş!

Mis gibi kokuyor; sadık yârimiz toprak,
Pırıl pırıl olmuş, yıkanmış her dal, yaprak,
Gusletmiş gibi tüm bedenim zerre zerre
İnsanlar mutlu, Yaradan’a tapınarak…

Sihirdir, keramettir yağmur damla damla,
Ki bitiren günüm gelmişse ulaşmamla,
Sabırla yaşamaktır damlalarında şans
Sakınmamalı yağmurdan, giyim-kuşamla!

 

* Şair gerçekte, kaba hayat akıntılarının sürüklediği çöp misali bir mahkûm değil, o akıntıyı kanallandırmaya muktedir, trafik idarecisi bir hâkim… Necip Fazıl KISAKÜREK